- Mimar Sinan'ın Selimiye(Sultan Selim) Camii'nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı besinci bir işlem bularak çözdüğü söylenir.
- Ayrıca minarelerin şerefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir dehanın ürünüdür. Almanlar aynı sistemi meclislerinin önündeki dev kürede kullanmışlar
-
Mimar Sinan bu sistemi 2 metre çapındaki minarelere yüzyıllar monte edebilecek bir dehadır.Almanların dehası ise, o çirkin metal yığınına Selimiye'den fazla turist çekebilmelerindedir..önce
Bir gün Selimiye Camii'ne girenler, kubbenin altında bir Japon'un ayaklarını kıbleye doğru uzatmış sırtüstü yattığını görmüşler...Tabii hemen Japon’u, "Burası kutsal bir yer. Bu şekilde yatmak bizim inançlarımıza göre saygısızlıktır. Lütfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmışlar. Ancak, Japon trans vaziyetteymiş, gözlerini kubbeden ayırmadan şöyle sayıklıyormuş: "Bu imkânsız. Ben yılların mühendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal görüyorum. Bu kubbenin orada o şekilde durması fizik ve kurallarına aykırı. Bu imkansız, orada hiçbir şey yok, orada hiçbir şey yok..."ZEMİN GEVŞEK TOPRAKmatematik
- Selimiye camisinin zemini gevşek toprakmış. Bu nedenle minarelerinin yakın
zamanda yıkılacağı fark edilmiş. Uluslararası bir grup bilim adamı toplanmışlar. Nasıl kurtarırız butarihi minareleri diye kafa kafaya vermişler.Sonuçta en sonteknoloji olan metal kelepçelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi çözüm olduğuna karar vermişler.
- Minarelerin temellerini açınca, koymayı düşündükleri kelepçelerin aynısıyla karşılaşmışlar. Mimar Sinan bilmem kaç yüzyıl
önce aynı şeyi düşünmüş meğerse!
- Mimar Sinan bu sistemi 2 metre çapındaki minarelere yüzyıllar
monte edebilecek bir dehadır.Almanların dehası ise, o çirkin metal yığınına Selimiye'den fazla turist çekebilmelerindedir..önce
- Bir gün Selimiye Camii'ne girenler, kubbenin altında bir Japon'un ayaklarını kıbleye doğru uzatmış sırtüstü yattığını görmüşler...
- Tabii hemen Japon’u, "Burası kutsal bir yer. Bu şekilde yatmak bizim inançlarımıza göre saygısızlıktır. Lütfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmışlar. Ancak, Japon trans vaziyetteymiş, gözlerini kubbeden ayırmadan şöyle sayıklıyormuş: "Bu imkânsız. Ben yılların mühendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal görüyorum. Bu kubbenin orada o şekilde durması fizik ve
kurallarına aykırı. Bu imkansız, orada hiçbir şey yok, orada hiçbir şey yok..."matematik
JAPON HEYETİ ŞAŞIRTAN TEKNİK
- 1950–60 arası bir
tarihte inşaat mühendisi, mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Türkiye’ye gelmiş.
- Heyet İmar ve İskan Bakanlığı’ndan izin alarak ülkemizdeki
tarihi yapıları incelemeye başlamış. Ayasofya yı, Yerebatan Sarnıcını filan gezdikten sonrasıra Sinan' in kalfalık eseri Süleymaniye Camisi'yle Sinan’ınöğrencisi Mimar Davut Ağa’nın eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmiş. Japonlar bu camiler üzerinde günlerce inceleme yapmışlar. Her geçen gün şaşkınlıkları da artıyormuş. Çünkü Japonlardaha daha ilk incelemede camilerin gevsek bir zemin üzerine inşa edildiğini anlamışlar.
- Ama bunca yıl, bu camilerde bir çatlak dahi olmamasına akil sır erdirememişler. Bunun üzerine
Türkiye programının gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yoğunlaşmışlar.
- Araştırmalarının
sonucunda herhangi bir sarsıntısırasında bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yıkılmaktan kurtulabildiği ortaya çıkmış. - Minareleri incelediklerinde ise dumurları ikiye katlanmış. Minarelerin çok
daha gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulduğunu ve yaklaşık 5 derece yatabildiğini görmüşler.her yöne -
Daha derin araştırma yapmak için Edirne'ye, Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camisi'ne gitmişler. Oradaki olağanüstü sistemleri görünce iyice şoke olmuşlar.
RAYLI SİSTEMİ SİNAN'DAN ÖĞRENDİLER
Selimiye'nin tüm sırlarını aylarını harcayarak çözmüşler. Japonya'ya döndüklerinde ise Sinan’ın sırlarını uygulamaya sokarak şehirlerini Sinan’ın kullandığı sistemlerle kurup muazzam gökdelenler dikmişler. Yani su an gelişmiş ülkelerin gökdelen yapımında kullanıldıkları çoğu sistem, yüzyıllarönce Sinan’ıngeliştirdiği mekanizmalarmış.
(Selim'in dehasına bir dip not olarak; Tac Mahal’in mimarı Mehmet Efendi Mimar Sinan’ınöğrencisidir .) Sinan’ın kaleminden Selimiye Camii
-”Caminin dört minaresini, kubbenin dört tarafına oturttum. Her birine üçer şerefe yaptım. İki minaresinin üçer merdiveni vardır, çıkanlar birbirini görmezler. İlk merdiven birinci şerefeye, ikinci merdiven ilk iki şerefeye, sonuncu merdivense her üç şerefeye çıkar.
Edirne’de benim camiimdenevvel en büyük cami Üç Şerefeli idi. Minaresi azametli ise de kuleye benziyordu, gayet kalındı. Sultan Selim Camiinin minareleri ise hem naziktir, hem de üçer yolları vardır ki, bu kadar ince minarede üç yol yapmanın gayet müşkül olduğunu aklı başında olanlar anlar.”
kaynak:www.matematiktutkusu.com - Selimiye camisinin zemini gevşek toprakmış. Bu nedenle minarelerinin yakın
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Selimiye'nin sırrı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder